11 Mayıs 2025 Pazar

Ayşemden Akın'ın Koruması Kalktı! Devlet Çöküyor mu?

Kıbrıs'ta mafya ve yolsuzluk dosyalarıyla adını duyuran gazeteci Ayşemden Akın'ın polis korumasının kaldırılması büyük yankı uyandırdı. Cemil Önal'ın infazı sonrası artan tehditlere rağmen alınan bu karar, Akın'ın "Devletin çöküşü mü, yoksa içeriden bir sabotaj mı var?" sorusunu sormasına neden oldu. Bu durum, gazetecinin güvenliği ve devletin sorumluluğu konularında ciddi endişeler yaratıyor.

Koruma Kararının Ardındaki Belirsizlik

Ayşemden Akın'ın polis korumasının kaldırılması, Halil Falyalı'ya ilişkin önemli iddiaların tanığı olan Cemil Önal'ın infazının ardından geldi. Daha önce evinin önünde sürekli bir polis aracı beklerken, bu koruma aniden geri çekildi. Akın, polisle yaptığı görüşmede, "Artık sabahları araç beklemeyecek, sadece devriye artırılacak" cevabını aldığını belirtti. Bu ani değişiklik, Akın'ın ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri oluşturdu. Gazeteci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla durumu duyurarak, endişelerini dile getirdi.

Akın, daha önce polisin "Evden çıkarken haber verin, gideceğiniz yere kadar eşlik edelim" dediğini, ancak bu uygulamanın da iptal edildiğini vurguladı. Yeni uygulamanın "Nereye gidecekseniz söyleyin, biz oraya devriye yollarız" şeklinde olduğunu ifade eden Akın, bu durumun kendisini hedef haline getirmek anlamına gelip gelmediğini sorguladı.

Gazetecinin Güvenliği ve Devletin Sorumluluğu

Ayşemden Akın, korumanın kaldırılmasının ardından duyduğu endişeleri şu sözlerle ifade etti:

"Bu ne demek? Beni hedef haline getirmek mi istiyorsunuz? Polisin bu geri adımı Falyalı’nın içerideki adamlarının işi mi, yoksa bu, yurttaşını koruyamayan bir devletin çöküşü mü?"

Cemil Önal’ın infazının ardından tehditlerle karşı karşıya kalan Akın, koruma tedbirlerinin geri çekilmesinin ciddi bir güvenlik zaafiyeti olduğunu vurguladı. Bu durum, gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve devletin bu konudaki sorumluluğu hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.

Gazetecilerin özgürce ve güvenli bir şekilde görevlerini yapabilmeleri, demokrasinin temel unsurlarından biridir. Ayşemden Akın'ın yaşadığı bu olay, Türkiye'deki gazetecilerin karşı karşıya kaldığı zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor. Devletin, gazetecilerin güvenliğini sağlama konusunda daha hassas ve kararlı olması, basın özgürlüğünün korunması açısından büyük önem taşıyor.

Kıbrıs'taki Mafya ve Yolsuzluk İddiaları

Ayşemden Akın'ın korumasının kaldırılması olayının arka planında, Kıbrıs'taki mafya, rüşvet ve devlet bağlantılı yolsuzluk iddiaları bulunuyor. Akın, bu konuları cesurca kaleme alarak kamuoyunu bilgilendirmeye çalışırken, bir yandan da ciddi tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, Kıbrıs'taki siyasi ve ekonomik yapının ne kadar karmaşık ve tehlikeli olduğunu gösteriyor.

Gazetecinin yazdığı Halil Falyalı'ya ilişkin önemli iddiaların tanığı olan muhasebe müdürü Cemil Önal’ın infaz edilmesi, bu iddiaların ne kadar ciddi olduğunu ve olayın vahametini gözler önüne seriyor. Bu tür olaylar, gazetecilerin ve tanıkların korunmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

  • Mafya ve yolsuzluk iddialarının araştırılması
  • Gazetecilerin güvenliğinin sağlanması
  • Devletin şeffaflık ilkesine uygun hareket etmesi

Ayşemden Akın'ın polis korumasının kaldırılması, sadece bir gazetecinin güvenliğiyle ilgili bir sorun değil, aynı zamanda Türkiye'deki basın özgürlüğü ve hukuk devleti ilkesiyle ilgili de önemli bir sınavdır. Devletin bu konuda atacağı adımlar, hem gazetecilerin güvenliğini sağlayacak hem de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine katkıda bulunacaktır.

Sonuç olarak, Ayşemden Akın'ın polis korumasının kaldırılması, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve gazetecilerin güvenliği konularında ciddi endişeler yaratmıştır. Bu durum, devletin gazetecileri koruma sorumluluğunu yerine getirmesi ve basın özgürlüğünü güvence altına alması gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Olayın takipçisi olmak ve gazetecilerin haklarını savunmak, demokrasinin korunması açısından hayati önem taşımaktadır.

İlgili Haberler