İstanbul'da 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbulluları derinden etkiledi. Depremin ardından evlerine girmekten çekinen birçok vatandaş, parklarda ve toplanma alanlarında çadır kurarak deprem nöbeti tutmaya başladı. Özellikle Bahçelievler ve Kağıthane gibi yoğun nüfuslu bölgelerde, vatandaşların tedirgin bekleyişi sürüyor.
Depremzedelerin Çaresiz Bekleyişi
Bahçelievler'de ailesiyle birlikte parkta kalan 10 yaşındaki Fatma Kaya, deprem korkusunu şu sözlerle dile getirdi: "Uyumadım daha, deprem çabuk bitsin evimize gidelim. Hem uykum gelmiyor hem de deprem olabilir diye korkuyorum." Bu sözler, depremin özellikle çocuklar üzerindeki psikolojik etkisini gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, yetkililerden binaların güvenliği konusunda net bir açıklama bekliyor.
Kağıthane'de ise evlerine girmeye çekinen vatandaşlar, Hasbahçe Mesire Alanı'nda çadırlarda geceyi geçiriyor. Bazı vatandaşlar otomobillerinde uyurken, bazıları da çardakları ışıklarla süsleyerek moral bulmaya çalışıyor. Ailesiyle birlikte çadır kuran Zülfikar Baran, "İki gündür buradayız, depremden sonra çocuklarım bir anda ayaklandı mecbur dışarı çıktık. Ev de biraz riskli. Sürekli bilim insanlarının vereceği demece göre hareket ediyoruz. Çünkü kimisi 'İçeri gir' diyor, kimisi 'Dışarı çık' diyor. Ne yapacağımızı biz de bilmiyoruz, bekliyoruz bakalım" şeklinde konuştu.
Vatandaşlar Ne Yapmalı? Uzmanlar Ne Diyor?
Deprem sonrası yaşanan bu belirsizlik ortamında, uzmanlar vatandaşlara sakin olmaları ve yetkililerin açıklamalarını takip etmeleri yönünde uyarılarda bulunuyor. Binaların hasar durumu tespit edilmeden evlere girilmemesi, olası artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olunması gerektiği vurgulanıyor.
- Binaların hasar durumu kontrol edilmeli.
- Artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olunmalı.
- Yetkililerin açıklamaları takip edilmeli.
- Panik yapmaktan kaçınılmalı.
Bahçelievler'de sokakta ailesiyle bekleyen bir kadın, "Valla ufak bebeklerimiz var, 3 yaşında iki yaşında. Yani bir iki hafta dışarıda kalırız. İlgilenen de yok soran da yok. Şikayetçiyiz her şeyden. Çoğu binalar çatlak, insanlar evine girmek zorunda kaldı, çünkü işe gitmek zorundalar. Kısacası hiçbir şeyden memnun değiliz" diyerek yaşadıkları zor durumu dile getirdi.
İstanbul'da yaşanan bu deprem, bir kez daha Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesine neden oldu. Vatandaşların yaşadığı korku ve tedirginlik, yetkililerin bir an önce harekete geçerek güvenli yaşam alanları oluşturması gerektiğini gösteriyor. Deprem bilincinin artırılması ve binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, gelecekte yaşanabilecek olası felaketlerin önüne geçmek için hayati önem taşıyor.