Marmara Denizi'nde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul'da yaşayan vatandaşları tedirgin etti. Uzmanlar, bu depremin beklenen büyük İstanbul depreminin habercisi olup olmadığı konusunda farklı görüşler belirtirken, özellikle Kumburgaz segmentindeki hareketlilik dikkat çekiyor. Peki, Kumburgaz fayı gerçekten tetiklendi mi? İstanbul için asıl tehlike ne?

Kumburgaz Fayı: Tehlike Çanları mı Çalıyor?

Deprem uzmanları, Kumburgaz fayının Marmara Denizi'ndeki en aktif faylardan biri olduğunu ve bu fay üzerinde yaşanacak bir kırılmanın büyük bir depreme yol açabileceğini belirtiyor. 6.2'lik depremin ardından bu fay hattındaki gerilimin arttığı ve daha büyük bir deprem riskinin yükseldiği ifade ediliyor. Ancak, bazı uzmanlar bu depremin sadece bir uyarı olduğunu ve asıl tehlikenin daha güneydeki fay hatlarında olduğunu savunuyor.

Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı açıklamada, "Kumburgaz segmentindeki bu sarsıntı, beklenen büyük İstanbul depremini tetikleyebilir. Ancak, bu deprem asıl tehlike değil. Asıl tehlike, Marmara Denizi'nin güneyindeki fay hatlarında biriken enerjinin boşalmasıyla yaşanacak büyük bir deprem." dedi.

Bu noktada, Marmara Denizi'ndeki fay hatlarının karmaşıklığı ve birbirleriyle olan etkileşimleri göz önünde bulundurulmalı. Uzmanlar, bu fay hatlarının bir domino taşı gibi birbirini etkileyebileceğini ve bu nedenle her türlü senaryoya hazırlıklı olunması gerektiğini vurguluyor.

İstanbul Depremi: Ne Zaman ve Nasıl Olacak?

İstanbul depreminin ne zaman ve nasıl olacağı sorusu, şehirde yaşayan herkesin aklında. Uzmanlar, bu konuda kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığını, ancak İstanbul'da büyük bir deprem olasılığının her geçen gün arttığını belirtiyor. Beklenen depremin büyüklüğünün 7'nin üzerinde olacağı ve şehirde büyük yıkıma yol açabileceği tahmin ediliyor.

Deprem riskini azaltmak için yapılması gerekenler ise şöyle sıralanıyor:

• Binaların depreme dayanıklılığı artırılmalı: Özellikle eski ve riskli binaların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor.
• Deprem bilinci oluşturulmalı: Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve deprem anında nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmesi önemli.
• Acil durum planları hazırlanmalı: Ailelerin ve kurumların deprem sonrası için acil durum planları hazırlaması ve bu planları düzenli olarak tatbik etmesi gerekiyor.
• Deprem toplanma alanları belirlenmeli: Deprem sonrası toplanma alanlarının belirlenmesi ve halkın bu alanlar hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, Marmara Denizi'ndeki son deprem, İstanbul'da yaşayan herkesin deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmesine neden oldu. Uzmanların uyarıları dikkate alınarak, deprem riskini azaltmak için gerekli önlemlerin alınması ve her türlü senaryoya hazırlıklı olunması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, dayanıksız yapılar öldürür.