Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'ün internet yayınlarına yönelik yönetmeliğine karşı açtığı davada Danıştay'ın verdiği ret kararına itiraz ederek temyize başvurdu. Bu hamle, internet yayıncılığının geleceği ve ifade özgürlüğü açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
MLSA'nın Temyiz Gerekçeleri Neler?
MLSA, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na sunduğu temyiz dilekçesinde, RTÜK yönetmeliğinin keyfi uygulamalara zemin hazırladığını ve özellikle bağımsız yayıncıları hedef aldığını savundu. Dernek, 2019 yılında yürürlüğe giren yönetmeliğin ifade ve basın özgürlüklerini orantısız bir şekilde sınırladığına dikkat çekti. Ayrıca, anonim şirket olma zorunluluğu, yüksek lisans ücretleri ve uzun süreli içerik saklama yükümlülüğü gibi şartların, küçük ölçekli yayıncılar üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu vurguladı.
MLSA'nın dilekçesinde yer alan önemli argümanlar şunlardı:
- Lisans uygulamasında kullanılan ölçütlerin belirsizliği, eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ediyor.
- Yönetmelik, bağımsız ve alternatif medya kuruluşlarının faaliyetlerini zorlaştırıyor.
- İfade ve basın özgürlüğünün korunması, demokratik bir toplumun temelidir.
Erişim Engeli Talepleri Artıyor mu?
MLSA'nın bilgi edinme yoluyla elde ettiği verilere göre, 2020'den bu yana 196 internet yayını için erişim engeli talebinde bulunuldu. Bu yayınlar arasında uluslararası haber kuruluşlarının da yer alması, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Erişim engeli taleplerindeki bu artış, internet yayıncılığı üzerindeki baskının giderek arttığına işaret ediyor.
MLSA temsilcileri, konuyla ilgili yaptıkları açıklamada şunları dile getirdi:
“İnternet yayıncılığı, günümüzde bilgiye erişimin en önemli kaynaklarından biri haline gelmiştir. Bu nedenle, RTÜK gibi kurumların bu alandaki düzenlemeleri, ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde, şeffaf ve öngörülebilir olmalıdır.”
Temyiz Süreci Ne Anlama Geliyor?
MLSA'nın temyiz başvurusu, internet yayıncılığına yönelik düzenlemelerin yargı denetimi açısından emsal teşkil etmesi bekleniyor. Bu süreç, benzer davalara yol gösterecek ve internet yayıncılığının geleceği üzerinde önemli bir etki yaratacaktır. Yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağı, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve medya bağımsızlığı açısından belirleyici olacaktır.
Türkiye'de internet yayıncılığına yönelik düzenlemeler, son yıllarda sıkça tartışma konusu olmuştur. RTÜK'ün yetki alanının genişletilmesi ve internet yayınlarına lisans zorunluluğu getirilmesi, eleştirilere neden olmuştur. Bu eleştiriler, özellikle ifade özgürlüğü ve medya bağımsızlığı konularında yoğunlaşmaktadır. MLSA'nın temyiz başvurusu, bu tartışmaların daha da alevlenmesine ve konunun kamuoyunda daha geniş bir şekilde tartışılmasına yol açabilir.
MLSA'nın RTÜK kararına karşı açtığı temyiz davası, internet yayıncılığının geleceği için kritik bir öneme sahip. Yargı sürecinin sonucu, Türkiye'deki ifade özgürlüğünün sınırlarını belirleyecek ve internet yayıncılığı alanında yeni bir dönemin başlangıcını işaret edebilecek. Bu süreçte, kamuoyunun ve medyanın konuya gösterdiği ilgi, kararın adil ve şeffaf bir şekilde verilmesi açısından büyük önem taşıyor.