Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay'ın bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşma sosyal medyada gündeme geldi.
"Bu bütçe döneminde anlıyoruz ki, bu bütçenin günlük 39 lira değerinde gördüğünüz insanlar olmadığını anlıyoruz. Bu bütçe salgın döneminde her gün arkadaşını kaybeden sağlık çalışanları değil, hastaneye yalan söyleyen hastane patronudur. halk, bütçe oldu.
Bu bütçe, 2020'de iki kilometrelik ekmek kuyruğu ve çorba kuyruğunda beklemek zorunda kalanların bütçesi değil, kuru ekmek yiyebildikleri için "aç değiller" diyen milletvekillerinin bütçesi. .
Bu bütçe, fakir oldukları için okuma fırsatı ararken tacize uğrayıp yangında ölen çocuklar içindir. Özel okul zinciri sahibi mezheplerin, cemaatlerin ve bakanın bütçesi değildir. Bu bütçe, emekli olan emeklilerin bütçesi değil, genç yaşta AKP sayesinde milyonlarca emekliye servet kazandıran genç destekçilerin, dayak yiyen çocuk değil, belediyenin dinozor parkı ve 750 milyon dolarlık yolsuzluk işlemekle başların bütçesi.
Bu bütçe Atlasjet işçilerinin bütçesi değil, bu bütçe bakanın kardeşinin bütçesidir.
Bu, Ermenek Soma'da jandarma tarafından saldırıya uğrayan işçilerin değil, onları madenlere gömen patronların, patronları koruyan alay komutanının bütçesidir.
Bu bütçe, halihazırda eylemde bulunan Bimeks, Ekmekçioğulları işçilerinin bütçesi değil, onlara devletin sert gücünü gösteren sadece sizin için. Büyüklüğünden bir sahil şeridi olduğunu düşündüğümüz holding sahibinin bütçesi.
Bu bütçe kira borçları, tiyatrolar, 58 yıllık AST, yaşamaya çalışan tiyatrocular, vergi borçları nedeniyle salonlarını kapatmak zorunda kalan müzisyenler, ancak dokuz ay boyunca 1000 TL teklif etmeye cesaret eden otel zinciri sahibi bakan, 35 milyon TL güce yakın oldukları için. İnternet konseri verilenlerin bütçesi. Bazı arkadaşlarımızın tüm iyi niyetleriyle vicdanınızla konuştuğunu görüyorum. Vicdanınla falan konuşmuyorum. Senin vicdanın olduğunu da sanmıyorum. Aslında, içinizdeki her şeyi açıkça söylemenizi iyi buluyorum. Ben de bunun için varım. Açık konuşalım. Her konuştuğunuzda, bir kez daha karşılıklı olduğumuzu hatırlatıyorsunuz. Senin yaptığın gibi sana hakaret etmeyeceğim. Karşınızdaki kişiye "ahlaksızlar onursuzdur" demek sizin için kolay olduğu kadar benim için de kolay değil. Üstelik ne bana ne de başkasının ahlakına, onuruna. Taraflarımız bir kez daha netleşsin diye konuşmak istiyorum. Bize terörist diyeceğinizi söylemekten kaçınamayız.
Biz halkın bir parçasıyız, günde 2.500 asgari ücretlinin parasını harcayan başkanınızın bir parçasısınız. İktidara ve iktidara biat eden Hızır Paşa'nın yanındasınız. "Dönen yolumdan dönmeyeceğim" diyen ve boynuna ilmek koyan Pir Sultan Abdal'ın yolundayız. O halde son sözüm; Yürü Hızır Paşa / Tekerleğin de kırılacak / Güvendiğin padişah / O da bir gün devrilecek … "