TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen yeni kanun teklifi, Hac ve Umre harcamalarının denetiminde önemli bir değişikliğe yol açtı. Bundan böyle, Hac ve Umre Hesabından yapılan tüm harcamalar Sayıştay denetimi dışına çıkarılarak, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı tarafından görevlendirilecek denetim elemanlarınca denetlenecek. Bu karar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve denetim mekanizmalarının nasıl işleyeceği merak konusu oldu.
Denetim Yetkisi Kimlere Devredildi?
Yeni düzenleme ile Hac ve Umre harcamalarının denetim yetkisi, doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı. Bu durum, harcamaların daha hızlı ve etkin bir şekilde denetlenmesi amacıyla yapıldığı belirtilse de, bazı kesimler tarafından şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri açısından endişe verici bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı denetim elemanları, harcamaların usulüne uygun yapılıp yapılmadığını, bütçe esaslarına uyulup uyulmadığını ve kaynakların verimli kullanılıp kullanılmadığını denetleyecek.
Sayıştay'ın Rolü Ne Olacak?
Teklifle birlikte, Sayıştay'ın Hac ve Umre harcamaları üzerindeki denetim yetkisi tamamen ortadan kalktı. Bu durum, Sayıştay'ın kamu kaynaklarının denetimindeki rolünün azaltılması olarak yorumlanırken, bazı uzmanlar ise denetimde tek bir merkezin olmasının potansiyel riskler taşıyabileceğine dikkat çekiyor. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına kamu idarelerinin mali faaliyetlerini denetlemekle görevli anayasal bir kurumdur. Bu kurumun denetim dışı bırakılması, harcamaların daha kapalı bir şekilde yürütülmesine neden olabilir.
Hac ve Umre, İslam dininde büyük öneme sahip ibadetlerdir ve bu ibadetler için yapılan harcamaların şeffaf ve adil bir şekilde yönetilmesi, Müslümanlar için büyük önem taşır. Yeni düzenlemenin, harcamaların daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayıp sağlamayacağı, zamanla görülecektir.
Bu değişiklikle birlikte, Hac ve Umre organizasyonlarında daha şeffaf ve hesap verebilir bir sistem oluşturulması beklenirken, denetim mekanizmalarının etkinliği ve bağımsızlığı da yakından takip edilecek. Kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti, denetim süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayacak önemli bir faktör olacaktır.