Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 4. Antalya Diplomasi Forumu'nda yaptığı konuşmada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Gazze'deki katliam karşısında sessiz ve etkisiz kalışına sert tepki gösterdi. Fidan, "Sessizlik büyüdü, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı" diyerek uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmaması gerektiğini vurguladı.
Antalya Diplomasi Forumu'nun Önemi
Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2025'in açılış töreninde konuşan Fidan, Akdeniz'in kalbinde sadece bir forum değil, insanlığın ortak vicdanını temsil eden bir fikir zemini inşa edildiğini belirtti. Forumun, ayrışan bir dünyada diyaloğun ve diplomasinin merkezi haline geldiğini ifade eden Fidan, her yıl büyüyen bu çatının farklı sesleri ve çözüm arayışlarını bir araya getirdiğini söyledi. Fidan, forumun ruhunu oluşturan temel değerlerin çok seslilik, kapsayıcılık ve ortak akıl olduğunu vurguladı.
Yeni Ortaklık Arayışları ve Çözüm Odaklı Yaklaşım
Fidan, ADF'de 3 gün boyunca dünyanın karşı karşıya olduğu adalet, güvenlik ve yönetim krizlerine ışık tutmaya çalışacaklarını belirtti. Yaşanan dönüşüm süreçlerinin daha iyi anlaşılmasını hedeflediklerini ve mevcut sorunlara yönelik çözüm yollarını ele alacaklarını ifade etti. Fidan, arabuluculuktan bölgesel ve küresel iş birliğine, kurumsal ve normatif reformlardan diplomasinin yeniden işler hale getirilmesine kadar birçok konunun masaya yatırılacağını söyledi. Ayrıca, forumun ortak aklın rehberliğinde sürdürülebilir çözümler üretmeyi mümkün kılacak bir düşünce ve diplomasi iklimi yaratmayı hedeflediğini de ekledi.
BM'ye Eleştiri ve Türkiye'nin Rolü
Birleşmiş Milletler'in uluslararası toplumun barış ve adalet beklentilerini karşılayamadığına dikkat çeken Hakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
BM Güvenlik Konseyi gücün tarafını tutan bir düzeni temsil eder hale gelmiştir. Bunun en açık örneği Gazze'dir. BM Güvenlik Konseyi, Gazze'deki katliam karşısında sessiz ve etkisiz kalmıştır. Sessizlik büyüdü, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı.
Fidan, bu tablonun meşruiyet krizi olarak ortaya çıktığını ve 21'inci yüzyılda yeni uluslararası düzenin zemini hazırlanırken öncelikle bu krizin aşılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin krizlerin tam kalbinde, gerilimlerin orta yerinde ama çözümün de merkezinde duran bir ülke olduğunu belirten Fidan, Türkiye'nin Gazze için sesini yükselten, Ukrayna için barış çağrısı yapan, Suriye için istikrarı savunan bir aktör olduğunu ifade etti. Fidan, bu duruşun tarihten, milletin vicdanından ve Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde şekillenen bağımsız ve proaktif dış politika vizyonundan kaynaklandığını söyledi.
Hakan Fidan'ın Birleşmiş Milletler'e yönelik eleştirileri ve Türkiye'nin çözüm odaklı yaklaşımı, uluslararası arenada yankı uyandırdı. Türkiye'nin adalet, hakkaniyet ve mazlumların yanında yer alma çabası, bölgedeki istikrarın sağlanması ve krizlerin çözümü için önemli bir rol oynamaya devam ediyor.
