Mansur Yavaş'tan Tartışmalı Talat Paşa Anıtı: Soykırımın Mimarına Övgü mü?
Gündem

Mansur Yavaş'tan Tartışmalı Talat Paşa Anıtı: Soykırımın Mimarına Övgü mü?


02 June 20255 dk okuma17 görüntülenmeSon güncelleme: 17 June 2025

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın, Talat Paşa Bulvarı'na Talat Paşa anıtı dikme kararı büyük tartışmalara yol açtı. Karar, özellikle Ermeni toplumu ve insan hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Peki, Talat Paşa kimdir ve bu anıt neden bu kadar tepki çekiyor?

Talat Paşa Kimdir?

Talat Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önde gelen isimlerinden biriydi. Ancak, asıl ününü 1915'te yaşanan Ermeni Soykırımı'ndaki rolüyle kazandı. Tarihçiler, Talat Paşa'nın Ermeni Soykırımı'nın planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğunu belirtiyorlar. Bu nedenle, Talat Paşa'nın anıtının dikilmesi, soykırımın inkârı olarak yorumlanıyor.

Hans-Lukas Kieser, "Talat Paşa: İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı" adlı eserinde, Talat Paşa'nın 1910 sonbaharında Danimarkalı oryantalist Johannes Østrup'a, Ermenilerle barışçıl bir çözümün imkânsız olduğunu ve iktidarı ele geçirdiğinde Ermenileri yok etmek için tüm gücünü kullanacağını söylediğini aktarır:

Görüyorsunuz ki bizimle bu halk arasında barışçıl bir şekilde çözülemeyecek bir uyuşmazlık var; ya onlar bizi tamamen alt edecekler ya da biz onları ortadan kaldırmak zorunda kalacağız. Eğer bir gün bu ülkede iktidarı ele geçirirsem, bütün gücümü Ermenileri yok etmek için kullanacağım.

Talat Paşa, Nisan 1915'ten itibaren Ermenilere yönelik politikayı üç ana aşamada uyguladı ve bizzat yönetti. İlk olarak nisan ve mayıs aylarında ülke çapındaki siyasi, dinî ve entelektüel Ermeni liderlerin yakalanmasını sağladı. Sonrasında, 1915'in bahar sonlarından sonbahara kadar Anadolu ve Rumeli'deki tüm Ermeni nüfusunu Halep'in doğusundaki Suriye çöllerinde bulunan kamplara sürdü. Son aşamada ise Cemal Paşa tarafından yeniden iskân edilen küçük bir grup dışında, kamplardaki sürgünlerin büyük çoğunluğunun açlıktan ölmesine neden oldu ve 1916 yılında hâlâ hayatta kalanları nihai bir katliama tabi tuttu.

Anıta Yönelik Tepkiler Neler?

Anıta yönelik tepkilerin temelinde, Talat Paşa'nın soykırım suçlusu olarak görülmesi yatıyor. Eleştirilere göre, böyle bir kişinin anıtının dikilmesi, 1915'te yaşanan acıları görmezden gelmek ve soykırımın kurbanlarına saygısızlık etmek anlamına geliyor. Ayrıca, bu durumun Türkiye'nin Ermeni Soykırımı konusundaki inkârcı tutumunu pekiştirdiği de belirtiliyor.

O dönem ABD büyükelçisi olan Henry Morgenthau’nun Testimony of Ambassador Morgenthau about Armenian Genocide and the Exodus of Greeks adlı kitabında Talat Paşa’nın, Ermenilere ait sigorta poliçeleri hakkında söyledikleri şu şekilde aktarılır:

Sonra bana, birçok Ermeninin Amerikan sigorta şirketlerinden hayat sigortası poliçesi satın aldığını söyledi. ‘Gerçekte hepsi ölmüş durumda ve geride mirasçı bırakmadılar. Para kesinlikle devlete aittir. Artık hükümet mirasçıdır. Lütfen Amerikan şirketlerinden bu poliçelere sahip olan kişilerin tam listesini bize göndermelerini sağlayabilir misiniz?

Henry Morgenthau ise bu inkâr stratejisine doğrudan tanık olmuş bir diplomattır. Talat Paşa’nın tehciri, bir tür zorunlu iç güvenlik önlemi gibi sunmaya çalıştığını; ancak bunun ardında sistematik ve kasıtlı bir yok etme amacı olduğunu fark ettiğini açıkça belirtmiştir. Morgenthau’nun deyişiyle:

Türk Hükümeti’nin Ermenileri ‘yeni yurtlara göndermeyi’ gerçekten amaçladığını iddia etmesi saçmadır; konvoylara yapılan muamele, Enver ve Talat’ın asıl amacının yok etme olduğunu açıkça göstermektedir.

Bu Karar Ne Anlama Geliyor?

Mansur Yavaş'ın bu kararı, farklı kesimler tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Bazılarına göre, bu anıt, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmekten kaçındığının bir göstergesi. Diğerleri ise, Yavaş'ın bu kararıyla devlet hafızasını yaşatmayı ve tarihten ders çıkarmayı amaçladığını savunuyor. Ancak, anıtın dikilme şekli ve gerekçesi, tartışmaları daha da alevlendiriyor.

1915’te öldürülen, sürgüne gönderilen ve malları gasbedilen Ankara Sancağı’ndaki 28 bin 858 Ermeni için bir anıt dikilmesi gerekirken, onların ölüm emrini veren birinin kahraman ilân edilmesi kabul edilemez. Ermeni Soykırımı’nın başlıca planlayıcılarından Talat Paşa’nın anıtının dikilmesi yalnızca soykırımdaki belirleyici rolü nedeniyle değil, aynı zamanda üstlendiği karşıdevrimci rol dolayısıyla da reddedilmelidir. Toplumsal eşitlik mücadelesinin önemli bir parçası olabilecek bu adımla, umarım Ankara bir gün bu utancı aşar ve tarihsel hafızasını bir anıtla onarır.