Doğu Karadeniz Bölgesi'nde etkili olan zirai don, Artvin'de arıcılığı da olumsuz etkiledi. Nisan ayının başından itibaren devam eden kar yağışı ve soğuk hava dalgası, bal üretiminde ciddi kayıplara neden oldu. Çiçeklerin açamaması ve polen kaynaklarının azalması, arıların bal üretimini durma noktasına getirdi.

Arıcılar Kara Kara Düşünüyor

Artvin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İbrahim Durmuş, yaşanan felaketi şu sözlerle özetledi: "Soğuk hava nedeniyle ana arı ve yavru arılarda ciddi kayıplar yaşandı. Solan çiçeklerin meyve gözleri yandı. Arılar beslenemediği için kovan içindeki larvalar da üşüdü." Durmuş, bu durumun bal üretiminde yüzde 50 ila 60 oranında bir kayıp yaşanmasına neden olabileceğini belirtti.

Arıcılık, Artvin ve Doğu Karadeniz Bölgesi için önemli bir geçim kaynağıdır. Bölgedeki birçok aile, geçimini arıcılıktan sağlamaktadır. Yaşanan bu zirai don felaketi, arıcıları ekonomik olarak zor durumda bırakmıştır. Arıcılar, devletten destek beklemektedir.

Zirai Donun Etkileri Sürüyor

Zirai don sadece arıcılığı değil, aynı zamanda fındık ve çay üretimini de olumsuz etkiliyor. Bölgedeki çiftçiler, ürünlerindeki kayıplar nedeniyle büyük bir endişe içinde. İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte, zirai don olaylarının sıklığı ve şiddeti artıyor. Bu durum, tarım sektöründe sürdürülebilirlik açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Zirai donun arıcılık üzerindeki bu olumsuz etkisi, sadece Artvin ile sınırlı kalmayabilir. Benzer durumlar, Türkiye'nin diğer bölgelerinde de yaşanabilir. Bu nedenle, arıcılık sektörünün desteklenmesi ve zirai don riskine karşı önlemler alınması büyük önem taşıyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Zirai donun etkilerini azaltmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

• Don uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve çiftçilere zamanında bilgi verilmesi
• Dona dayanıklı bitki türlerinin tercih edilmesi
• Arı kovanlarının korunması için gerekli önlemlerin alınması
• Arıcılık sektörüne yönelik devlet desteklerinin artırılması

Artvin'de yaşanan bu zirai don felaketi, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Arıcılık sektörünün ve çiftçilerin desteklenmesi, sürdürülebilir bir tarım için hayati önem taşıyor.