Çin'den Skandal Karar! Türklere Çince Zorunlu Mu?
Aktüel

Çin'den Skandal Karar! Türklere Çince Zorunlu Mu?


12 June 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 13 June 2025

Çin'in Doğu Türkistan'daki Türklere yönelik asimilasyon politikaları giderek artıyor. Son olarak, ülke genelinde ve Doğu Türkistan'daki tüm okul öncesi eğitimlerde Mandarin Çincesinin zorunlu hale getirilmesi büyük tepki çekti. Bu kararın, Çin anayasasını ihlal ettiği ve bölgedeki kültürel hakları kısıtladığı iddia ediliyor. Peki, bu skandal kararın ardında yatan sebepler neler? İşte detaylar...

Çin'in Asimilasyon Politikası ve Çince Zorunluluğu

Çin hükümeti, uzun yıllardır Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Müslüman azınlıklara yönelik çeşitli asimilasyon politikaları uyguluyor. Bu politikalar, kültürel ve dini özgürlüklerin kısıtlanması, toplama kampları ve zorla çalıştırma gibi uygulamaları içeriyor. Son olarak getirilen Çince zorunluluğu, bu politikaların en somut örneklerinden biri olarak görülüyor. Uzmanlara göre bu uygulama, çocukların kendi dillerini ve kültürlerini öğrenmelerini engelleyerek, Çin kültürüne entegre olmalarını amaçlıyor.

Çin anayasasına göre, tüm etnik grupların kendi dillerini ve kültürlerini koruma hakkı bulunuyor. Ancak, uygulamada bu hakkın ihlal edildiği ve Mandarin Çincesinin tek resmi dil olarak dayatıldığı belirtiliyor. Bu durum, özellikle Doğu Türkistan'da yaşayan Türkler arasında büyük bir hoşnutsuzluğa neden oluyor. Eğitimde Çince zorunluluğu, ailelerin çocuklarıyla iletişim kurmasını zorlaştırıyor ve kültürel aktarımı engelliyor.

Uluslararası Tepkiler ve İnsan Hakları İhlalleri

Çin'in Doğu Türkistan'daki politikaları, uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri, Çin'i insan hakları ihlalleri konusunda defalarca uyardı. Ancak, Çin hükümeti bu uyarıları görmezden gelerek, politikalarını sürdürmeye devam ediyor.

Uluslararası arenada yükselen tepkilere rağmen, Çin hükümeti Doğu Türkistan'daki uygulamalarını "terörle mücadele" ve "aşırılık yanlılığıyla mücadele" gerekçesiyle savunuyor. Ancak, insan hakları örgütleri bu gerekçelerin inandırıcı olmadığını ve Çin'in asıl amacının bölgedeki kültürel ve dini kimliği yok etmek olduğunu belirtiyor. Çin'in bu politikaları, uluslararası hukuk ve insan hakları normlarına aykırı olarak değerlendiriliyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Doğu Türkistan'daki Türklerin ve diğer Müslüman azınlıkların haklarının korunması için uluslararası toplumun daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Çin hükümetine yönelik baskının artırılması, ekonomik ve siyasi yaptırımların uygulanması ve insan hakları ihlallerinin bağımsız bir şekilde soruşturulması büyük önem taşıyor. Ayrıca, uluslararası kuruluşların bölgeye erişiminin sağlanması ve insan hakları gözlemcilerinin bağımsız bir şekilde çalışmalarına izin verilmesi gerekiyor.

Çin'in Türklere yönelik asimilasyon politikaları, sadece Doğu Türkistan'da yaşayan Türkleri değil, tüm dünyadaki Türk topluluklarını derinden etkiliyor. Bu nedenle, bu konuda farkındalık yaratmak ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, kültürel ve dini özgürlükler tüm insanların temel haklarıdır ve bu hakların korunması için hep birlikte mücadele etmeliyiz.