
MHP'den ABD'ye Şok Çağrı: Dost musun, Düşman mı?
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ABD'ye sert sözlerle yüklendi. Washington'ın Türkiye'ye karşı tutumunu netleştirmesi gerektiğini belirten Yalçın, "Washington, en kısa sürede Türkiye'nin dostu mu düşmanı mı olduğunu netleştirmelidir" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir gerginliğe işaret ediyor.
Türkiye'den Washington'a Net Mesaj
Semih Yalçın, Adana'da düzenlenen "Terörsüz Türkiye için Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları - Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik" temalı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Türk dış politikasında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Yalçın, muhalefet partilerinin İsrail'e yönelik tutumunu eleştirdi ve ABD'ye şu sözlerle seslendi:
- "Washington, en kısa sürede Türkiye'nin dostu mu düşmanı mı olduğunu netleştirmelidir."
- "Türkiye bekası için her türlü tedbiri almaktan çekinmeyecektir."
- "Artık Türkiye’ye NATO ve AB ilişkileri üzerinden ayar verme zamanı çoktan geçmiştir."
Yalçın, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışın anahtarı olduğunu belirterek, "Bölgedeki muhteris küçük devletleri, ufak hesaplar peşinde koşmaktan vazgeçmeye, ayaklarını denk almaya çağırıyoruz" dedi.
"Türkiye'yi Görmezden Gelenleri Biz de Görmezden Geleceğiz"
Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona ermesi, Filistin davasının başarısı ve İsrail saldırganlığının durdurulması için üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade eden Yalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump arasındaki görüşmenin olumlu sonuçlar vereceğine inandığını söyledi.
Semih Yalçın sözlerine şöyle devam etti: "Şüphe yok ki Türkiye'yi görmezden gelenleri biz de görmezden geleceğiz. Türkiye'yi hesaba katmayanları biz de hesaba katmayacağız. Bilinmelidir ki artık yalnızca bölgedeki değil, dünyadaki bütün denklemlerin merkezinde Türkiye vardır."
Türkiye'nin son yıllarda dış politikada daha bağımsız ve aktif bir rol üstlenmesi, Batı ile ilişkilerinde zaman zaman gerginliklere yol açıyor. MHP'nin bu sert çıkışı, Türkiye'nin dış politikadaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olma hedefiyle hareket ederken, çıkarlarını koruma konusunda taviz vermeyeceğini gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir soru işareti oluşturuyor.