12 Eylül Darbesi Kararı AİHM'de! Adalet Arayışı Sürüyor
Gündem

12 Eylül Darbesi Kararı AİHM'de! Adalet Arayışı Sürüyor


08 June 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin, Kenan Evren ile emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın, sanıkların ölmeleri nedeniyle düşürülmesine ilişkin karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. Bu gelişme, darbe mağdurlarının adalet arayışında yeni bir sayfa açtı.

12 Eylül Mağdurlarının AİHM Umudu

Sanıkların rütbelerinin sökülmemesi ve mal varlıklarına el konulmamasıyla sonuçlanan karara karşı çıkan mağdurlar, "12 Eylül darbesi yüzünden Türkiye'de çok sayıda insanlığa karşı suç işlenmiştir. Başvuru bu bakımdan da ele alınmalı" talebinde bulundu. AİHM başvurusunda, "ölmeleri üzerine hapis cezası düşse de maddi menfaat niteliği de olan rütbelerinin geri alınması konusunda hüküm kurulmalıydı" tespiti yer aldı. Bu tespit, mağdurların beklentilerini ve adalet arayışındaki kararlılıklarını ortaya koyuyor.

Davanın AİHM'e taşınmasıyla ilgili başvuru sahipleri arasında, 12 Eylül darbesinden birkaç ay sonra gözaltına alınan ve işkence sonucu ölen TÖB-DER yöneticisi Abdullah Gülbudak'ın kızı Senem Gülbudak, TÖB-DER davası nedeniyle tutuklanan ve cezaevi koşulları nedeniyle hayatını kaybeden Hayri Erdoğan'ın oğlu Utku Erdoğan ile işkence sonucu ölen Mustafa Hayrullahoğlu'nun eşi Aynur Hayrullahoğlu yer alıyor. Mağdurların avukatı Arif Ali Cangı, AİHM'e yapılan başvurunun detaylarını paylaştı.

Başvurunun Detayları ve Talepler

Başvuruda, Türkiye'nin siyasi ve hukuk tarihi açısından en önemli davalarından birinin 12 Eylül Darbe davası olduğu ve bu davanın düşme kararıyla kapatılamayacağının altı çizilerek, şu ifadelere yer verildi:

  • "Darbeci sanıklar ölmeden önce kurulan hüküm, sadece hürriyeti bağlayıcı cezayı değil, aynı zamanda maddi menfaatlere ilişkin hükümleri de içermekteydi."
  • "Ölmeleri üzerine hapis cezası düşse de maddi menfaat niteliği de olan rütbelerinin geri alınması konusunda hüküm kurulmalıydı."
  • "Darbe yapmaktan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış Ahmet Kenan Evren ile Ali Tahsin Şahinkaya'nın rütbelerinin geri alınmamış olmasının, hiçbir hukuksal ve vicdani yanı olamaz."

Başvuruda ayrıca, 12 Eylül darbesi döneminde binlerce insanın yanı sıra başvurucuların yakınlarının pek çok hakkının ihlal edildiği belirtilerek, "Hakları ihlal edilen başvurucuların adalet arayışının cezasızlıkla sonuçlanması manevi varlıklarını koruma ve geliştirme haklarının ihlali sonucunu doğurmuştur" denildi.

12 Eylül Darbesi ve İnsanlığa Karşı Suçlar

Başvuruda Venedik Komisyonu'nun raporuna atıf yapılarak, geçmişte işlenen insanlık suçlarının soruşturulmasının, eylemin gerçekleştirildiği tarih itibariyle uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenen bir suç olarak kabul ediliyorsa 'kanunilik' ilkesine aykırı olmadığı vurgulandı. Mağdurlar, "Darbenin kendisi tek başına insanlığa karşı suçtur, diğer yandan 12 Eylül darbesi yüzünden Türkiye'de çok sayıda insanlığa karşı suç işlenmiştir. Başvurunun bu bakımdan da ele alınmasını diliyoruz" talebinde bulundu.

12 Eylül darbesi, Türkiye'nin yakın tarihinde derin izler bırakmış bir olaydır. Binlerce insanın tutuklanması, işkence görmesi ve hayatını kaybetmesi, darbenin acı sonuçlarından sadece birkaçıdır. Bu nedenle, darbe mağdurlarının adalet arayışı, sadece bireysel bir talep değil, aynı zamanda toplumsal bir vicdan meselesidir.

12 Eylül darbesi davasının AİHM'e taşınması, mağdurların adalet arayışında önemli bir adım olabilir. AİHM'in vereceği karar, Türkiye'nin darbe geçmişiyle yüzleşmesi ve insan hakları ihlallerinin hesabını sorması açısından kritik bir rol oynayabilir. Mağdurların umudu, AİHM'in adil bir karar vererek, darbecilerin cezasız kalmasının önüne geçmesi ve Türkiye'de bir daha darbe yaşanmaması için bir örnek teşkil etmesidir.