Ahlaksız Dindarlık: Maskenin Ardındaki Psikolojik Gerçekler!
Gündem

Ahlaksız Dindarlık: Maskenin Ardındaki Psikolojik Gerçekler!


14 July 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 30 July 2025

Dindarlığını ötekinin namusu üzerinden tescilleyen ahlak şövalyelerinin dünyasına hoş geldiniz. Bu kişiler ne uzak diyarlarda yaşıyor, ne de ulaşılmaz yerlerde. Aksine, şehrin göbeğinde, evinizde, iş yerinizde karşınıza çıkabilirler. Onların dindarlıklarının ahlaka ihtiyacı olmadığına olan inançları, kendilerine meşru gördükleri ama başkalarına yasakladıkları yaşamlarından anlaşılabilir.

Ahlaksız Dindarın Hazinesi: Yargı ve Etiketler

Bu kimseler, haznelerinde yaşam boyu birilerini yargılayacak zenginlikte etiket ve kırılacak kalem bulundururlar. Yargıç koltuğunun konforuyla öyle bir efsunlanmışlardır ki, kötü bir kalbe hakikat körlüğü de eklenmiştir. Ötekinin hayatını kapı deliğinden gözetleyen ve yargılayan bu hasta profiller, yani bilinçli kötüler, ek iş olarak itibar suikastı yaparlar. Çünkü hayatsızdırlar. Herkese bahşedildiği gibi onlara da verilen bir hayatı yaşamak yerine, ötekinin yaşamının sınırlarında cirit atmayı tercih ederler. Özgüvensiz ruhları bu yolu çok daha risksiz hisseder.

Hayatsızlığın Psikolojisi: Neden Ötekinin Yaşamı?

Kendi yaşamlarını askıda tutup ötekinin yaşamının arta kalanıyla ilgilenirler. Ruhları işsiz, amaçsız ve faydasızdır. Kendilerinden konuşacak kayda değer bir şeyler bulamadıkları için, senin yapıp ettiğin üzerinden bir yaşam tasarlarlar. Fakat bu hayat şeklinin, yani hayatsızlığın onları daha ne kadar idare edeceğini düşünmezler. Yevmiye usulü günlük linç etme ve zorbalık kotalarını doldurmaları gerekmektedir. Çünkü kötülük aktif bir duygudur. Dillerine doladıkları konular ve üsluplarının çirkinliğinin de bir sınırı yoktur.

Kadın Bedeni Üzerinden Saplantı: Maskenin Ardındaki Gerçek

Kah bir kadın bedeni, kah kadın gülüşü, kah kadının tırnağı… Şayet fark ettiyseniz konuları mütemadiyen kadın bedenidir. Çünkü sapık ruhlarını sadece özneyi taşlayarak örtbas edebilirler. Ahlaksız dindarın beyin hücreleri yapamadığına, ulaşamadığına, erişemediğine düşmanlık üzerine işler. Onlar yeri gelir Allah adına yapılan ibadetlerinizi dahi yargılama kibrini ve hadsizliğini kendilerinde bulurlar. Kibir, kin ve kötülükten mülhem yaşamlarını dini motiflerle süslemekten geri durmazlar.

Ahlaksız bir dindarın postu iki yüzlüdür. Suni yükselişini muhatabının haysiyetine basarak sağlama gayretindedir. Çünkü bu kimselerde şiddetle kaldırılan ve had bildiren parmaklar vardır, ancak ahlak yoktur. Cuma mesajını perşembeden atarlar ancak işçinin maaşını vermezler. Şahsiyetlerine baktıkları aynalar hep devdir. Onlar eleştirebilir ancak siz eleştiremezsiniz, kendinizi dahi savunamazsınız. Çünkü onlar Tanrı’nın kılıcını kuşanarak varlıklarını sürdürürler. Ahlaksızdırlar çünkü ahlak insana lazım, onlar insan dışı bir varlık kibrini taşırlar.

Sonuç olarak, ahlaksız dindarlık, bireylerin kendi içlerindeki eksiklikleri ve tatminsizlikleri başkaları üzerinden giderme çabasıdır. Bu durum, toplumda derin yaralar açarak güvensizlik ve nefret tohumları ekmektedir. Bu nedenle, her bireyin kendi ahlaki pusulasını doğru ayarlaması ve başkalarının yaşam alanlarına saygı duyması büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, gerçek dindarlık başkalarını yargılamak değil, kendi nefsini terbiye etmekle başlar.