CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesine sert tepki göstererek, iddianamenin Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) kapatma girişimi olduğunu savundu. Gökçen, iddianamenin bir darbe muhtırası niteliğinde olduğunu ve CHP'nin faaliyetlerini suç kapsamına aldığını belirtti. Bu durum, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi.

İddianame Darbe Muhtırası mı?

Gökçe Gökçen, 3 bin 900 sayfadan oluşan İBB iddianamesinin, CHP'nin faaliyetlerini cezalandırmayı amaçlayan bir darbe muhtırası niteliğinde olduğunu vurguladı. İddianamede, CHP'nin kapatılması talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirimde bulunulduğunu ifade etti. Gökçen, iddianamenin Anayasa'nın ilgili maddelerine atıfta bulunarak bu bildirimi yaptığını ve bu nedenle iddianamenin hem siyasi hem de bir darbe muhtırası niteliğinde olduğunu dile getirdi.

İddianamede yer alan bazı hususlara da değinen Gökçen, yüz yüze gelme imkanı bulunmayan 15 gizli tanık ifadesinin yer aldığını ve bu ifadelerin savunma hakkını engellediğini belirtti. Ayrıca, parti içi çalışmaların, cumhurbaşkanı adayı olmanın ve hatta avukatlık mesleğinin bile suç olarak görüldüğünü dile getirdi. Gökçen, bu durumun aslında bir darbe muhtırası niteliğinde olduğunu savundu.

İddianamedeki Şüpheli Durumlar

Gökçen, iddianamede yer alan bazı sanık ifadelerinin kelimesi kelimesine örtüşmesinin, belgenin "kopyala yapıştır" yöntemiyle hazırlandığı şüphesini doğurduğunu ifade etti. İddianamede 969 kez 'hatırladığım kadarıyla', 774 kez 'bilmiyorum' gibi belirsizlik bildiren ifadelerin çokça geçtiğini belirtti. Ayrıca, iki şüphelinin birbirinden habersiz olarak aynı olayı yaşadığını ve 15 gün arayla noktası virgülüne, hatta yazım hatalarına kadar aynı ifadeleri kullandığını aktardı.

Bu durumun başlı başına bir soruşturma konusu olması gerektiğini düşünen Gökçen, şüphelilere hazır ifadelerin imzalatıldığını öne sürdü. Bu durumun daha önce Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarında olduğu gibi binlerce sayfalık, kafa karıştırma amaçlı iddianame hazırlama yöntemine benzediğini savundu.

CHP'nin Kapatılması Girişimi

Gökçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Siyasi Partiler Kanunu gereği CHP’nin kapatılması yönünde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunduğunu açıkladı. İddianamenin ilgili sayfasında, “Seçim, sandık verilerinin CHP tüzel kişiliğinden usulsüz yayıldığı anlaşıldığından Anayasa ilgili maddeleri ve Siyasi Partiler Kanunu kapsamında gereğinin takdiri için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilecektir” ifadesinin yer aldığını kaydetti.

Bu girişimin esas amacının CHP faaliyetlerini cezalandırmak olduğunu belirten Gökçen, "Seçime çalışmayı, CHP’nin kurultay yapmasını, CHP’nin il binası satın almasını, parti içi faaliyetleri, toplantılar yapmayı, cumhurbaşkanı adaylığı için çalışmayı, ön seçim yapmayı; bütün bunları bir suç kapsamında görerek CHP’nin kapatılması için bir girişimde bulunuluyor" dedi.

Gökçen, geçmişte kendi partileri kapatılmaya çalışıldığı için demokrasiyi savunanların, bugün yargı yoluyla rakiplerini tasfiye etmeye çalıştığını ve halkı ikna etme kabiliyetlerini yitirdikleri için bu yola başvurduklarını savundu.

Gökçe Gökçen'in açıklamaları, CHP'nin kapatılma girişimlerine karşı kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Gökçen, CHP'nin savaş meydanlarında kurulmuş bir parti olduğunu ve hiç kimsenin CHP'yi kapatmaya gücünün yetmeyeceğini vurguladı. Bu durum, Türkiye'deki siyasi arenada gerilimi artırırken, CHP'nin geleceğiyle ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi.