
Ergenekon 2.0 mı? Derin Devlet Tasfiyesi Neyi Hedefliyor?
Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmeler, akıllara Ergenekon 2.0 olarak adlandırılan bir süreci getiriyor. İddialara göre, devlet içindeki paralel yapılanmalar ve yabancı istihbarat servislerinin etkisiyle, devletçi kadrolara yönelik örtülü bir tasfiye yürütülüyor. Bu tasfiyenin hedefinde ise Türkiye Yüzyılı vizyonu, Türk savunma sanayii, dış politika ve milli güvenlik gibi stratejik alanların akamete uğratılması ve Türk devlet aklının "Türksüzleştirilmesi" olduğu öne sürülüyor.
Ergenekon Ruhu'na Karşı Meydan Okuma mı?
Sürecin, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin rahatsızlığıyla başlaması ve bu durumu fırsat bilen bazı odakların harekete geçmesi dikkat çekiyor. İhanet odaklarının, devlet içindeki milliyetçi, ülkücü ve Atatürkçü kadroları sahneden itme stratejileri uyguladığı iddia ediliyor. Bu durum, AK Parti ve MHP ortaklığıyla oluşan Cumhur İttifakı'ndaki milli duruşun önemini bir kez daha ortaya koyuyor. İhanet odaklarının yöntemleri ise klasikleşmiş durumda: iftira, kumpas, itibarsızlaştırma ve devlet kurumları içerisinden "devletçi kadroları" tasfiye etme.
Bu sürecin, kadim Türk mitolojisinin diriliş simgesi olan "Ergenekon ruhuna" karşı bir meydan okuma olduğu da düşünülüyor. Türk milleti, tarih boyunca nice çöküş anlarını yeniden doğuşa dönüştürmeyi başarmış bir millet olarak, bu sınavdan da başarıyla çıkacaktır.
"İhtiyarlar" Harekete Geçti mi?
2025 Şubat ayında başlayan tasfiye sürecine karşı, Mayıs ayı itibariyle "İhtiyarlar" olarak bilinen derin devlet yapılanmasının sessizliğini bozduğu ve iade-i itibar sürecini başlattığı iddia ediliyor. 3 Mayıs Türkçülük Günü sonrası, sürecin daha da sertleşeceği ve tasfiye edilen kadroların görevlerine geri döneceği bir dönem beklendiği belirtiliyor. Türk Devlet Aklı'nın duruma el attığı, ihanet odaklarının yapılanmalarını çözümlediği ve gerekeni yapmak için düğmeye bastığı ifade ediliyor.
Sonuç
Ergenekon 2.0 olarak adlandırılan bu dönem, Türk milletinin ruh köklerine ve devlet yapısına yönelik bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Türk Devleti'nin stratejik akıl merkezlerini, yüksek teknoloji ve savunma sanayiindeki strateji merkezlerini, dış politikadaki milli vizyonunu yok etmeye yönelik bir komplo girişimi olduğu öne sürülüyor. Ancak, Türk milletinin ve devletinin bu sınavı da başarıyla atlatacağı ve Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeye devam edeceği vurgulanıyor. Dağların yeniden erimeye, üstte çöken Gök yeniden "Gök Vatan" olmaya, altta delinen yer yeniden "Fatih'in İstanbul'u" olmaya başladığı ifade ediliyor.












