Evlilikler Azalıyor Mu? Bakan Göktaş'tan Şok Eden Açıklamalar!
Gündem

Evlilikler Azalıyor Mu? Bakan Göktaş'tan Şok Eden Açıklamalar!


30 May 20255 dk okuma36 görüntülenmeSon güncelleme: 23 August 2025

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, katıldığı bir sempozyumda evlilik oranlarındaki azalmaya dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Aile kurumunun karşı karşıya olduğu risklere ve çözüm önerilerine odaklanılan sempozyumda, Bakan Göktaş, Türkiye'nin demografik yapısındaki değişimlere vurgu yaptı. Özellikle doğurganlık hızındaki düşüş ve evlilik oranlarındaki azalmanın endişe verici olduğunu belirtti. Peki, bu durumun nedenleri neler ve gelecekte bizi neler bekliyor?

Türkiye'de Evlilik Oranları Neden Azalıyor?

Bakan Göktaş, Türkiye'deki evlilik oranlarının azalmasının ve boşanma oranlarının artmasının nüfus artış hızını yavaşlattığını ve aile yapısını risk altında bıraktığını ifade etti. TÜİK verilerine göre, 2001 yılında 2,38 olan toplam doğurganlık hızı, 2024 yılında 1,48 seviyesine gerilemiştir. Nüfusun kendini yenileme oranı ise 2,1 olarak kabul edilmektedir. Bu durum, Türkiye'nin nüfusunun yaşlandığı ve genç nüfusun azaldığı anlamına gelmektedir. Bakan Göktaş, bu sorunun sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, dünyanın pek çok ülkesinin benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Evlilik oranlarındaki azalmanın nedenleri arasında ekonomik faktörler, eğitim seviyesinin yükselmesi, kadınların iş hayatına daha fazla katılması ve toplumsal değerlerdeki değişimler sayılabilir. Özellikle büyük şehirlerde yaşam koşullarının zorlaşması, ev sahibi olma veya kira ödeme gibi mali yükümlülükler evlilik kararını ertelemeye veya vazgeçmeye neden olabilmektedir. Ayrıca, bireylerin kariyer hedeflerine odaklanması ve evliliği kişisel özgürlüklerine bir engel olarak görmesi de evlilik oranlarını olumsuz etkileyen faktörler arasında yer almaktadır.

Bakanlıktan Aile Kurumunu Güçlendirme Çalışmaları

Bakan Göktaş, hükümetin aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ve bu kapsamda "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı" hazırladıklarını belirtti. Ayrıca, 2025 yılının Cumhurbaşkanı'nın takdirleriyle "Aile Yılı" ilan edildiğini ve bu kapsamda aile kurumunu güçlendirmeye yönelik bir seferberlik başlatıldığını duyurdu. Bakanlık olarak, aile politikaları alanında kapsamlı ve stratejik bir yaklaşımla çalışmalarına hız verdiklerini ve kurumsal kapasitelerini güçlendirdiklerini ifade etti. Bu kapsamda, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu gibi yeni yapılar oluşturulduğu belirtildi.

  • Aile Enstitüsü: Aile konusunda akademik araştırmalar yaparak politika geliştirici faaliyetler yürütmektedir.
  • Nüfus Politikaları Kurulu: Ülkenin dinamik nüfus yapısını korumak için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirmektedir.

Bakan Göktaş, bu çalışmaların yanı sıra, aileyi destekleyen yeni teşvik ve hizmetlerin de hayata geçirileceğini müjdeledi. 2025 Aile Yılı kapsamında yeni sosyal destek programları, evlilik ve çocuk teşvikleri, gençlere yönelik rehberlik ve danışmanlık hizmetleri gibi çeşitli projelerin hayata geçirileceği belirtildi. Ayrıca, yıl boyunca ülkemizin dört bir yanında aile değerlerini destekleyen etkinlikler, projeler ve kampanyalar düzenleneceği ifade edildi.

Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?

Bakan Göktaş'ın açıklamaları, Türkiye'nin demografik yapısının geleceği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Evlilik oranlarındaki azalma ve doğurganlık hızındaki düşüş, nüfusun yaşlanmasına ve genç nüfusun azalmasına neden olmaktadır. Bu durum, ekonomik büyüme, sosyal güvenlik sistemleri ve sağlık hizmetleri gibi pek çok alanda önemli sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, hükümetin aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmaları ve nüfus politikaları büyük önem taşımaktadır. Ancak, bu çalışmaların başarılı olabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin desteği ve katılımı gerekmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin geleceği için aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bakan Göktaş'ın açıklamaları, bu konuda farkındalık yaratmak ve çözüm önerileri geliştirmek için önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki dönemde, hükümetin aile politikaları ve nüfus stratejileri yakından takip edilmeli ve bu konuda toplumun tüm kesimlerinin katkı sağlaması için gerekli adımlar atılmalıdır.