Gazetecilere yönelik gözaltılar neden tartışma yarattı?
İstanbul'da, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Saraçhane'de düzenlenen protestoları takip eden gazetecilerin gözaltına alınması, basın özgürlüğüne dair tartışmaları yeniden gündeme getirdi. AFP Muhabiri Yasin Akgül, Now Haber Muhabiri Ali Onur Tosun ve diğer gazeteciler, 24 Mart 2025'te gözaltına alındı. Savcılık tarafından önce serbest bırakılmaları istenen gazeteciler, daha sonra tutuklanma talebiyle karşılaştı. Sulh Ceza Hakimliği'nin tutuklama kararı, gazetecilik faaliyetlerinin engellenmesi olarak yorumlandı.
AİHM kararları ne diyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması konusunda birçok karara imza attı. Özellikle Ahmet Şık davasında, gazetecilerin tutuklanmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği vurgulandı. AİHM, gazetecilerin "kamu bekçiliği" rolünün demokratik toplumlar için hayati olduğunu belirterek, bu tür müdahalelerin sıkı denetime tabi olması gerektiğinin altını çizdi.
- Gazetecilerin gözaltına alınması, haber alma hakkını engelliyor.
- AİHM, tutuklamaların gazeteciler üzerinde "caydırıcı etki" yarattığını kabul ediyor.
- Basın özgürlüğü, şeffaflık ve hesap verebilirlik için kritik öneme sahip.
Gazetecilik faaliyetleri neden sansürlenmemeli?
Venedik Komisyonu'nun 2010 yılında yayınladığı Toplanma Özgürlüğü Kılavuzu, gazetecilerin polis operasyonlarını kaydetmesine engel olunmaması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, dijital kayıtların adli inceleme olmaksızın kolluk kuvvetlerine teslim edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin engellenmesi, sadece bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda toplumun haber alma hakkının kısıtlanması anlamına geliyor.
Sonuç olarak, gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, demokratik toplumların temelini oluşturan ifade özgürlüğünü tehdit ediyor. Basın özgürlüğünün korunması, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için vazgeçilmez bir unsurdur.
