Diyarbakır'da yaşanan elim olay sonrası acı dinmiyor. Kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ardından, ağabeyi Baran Güran'ın sosyal medya paylaşımı gündeme bomba gibi düştü. Baran Güran, ünlü şarkıcı Gülben Ergen'i hedef alarak tartışma yaratacak ifadeler kullandı.
Acı Olayın Ardından Şok Paylaşım
21 Ağustos'ta Diyarbakır'da kaybolan ve günlerce aranan Narin Güran'ın acı haberi tüm Türkiye'yi yasa boğmuştu. Küçük Narin'in cinayete kurban gittiği belirlenmiş, soruşturma kapsamında aileden 4 kişi tutuklanmıştı. Bu acı olayın ardından, tutuksuz yargılanan ağabey Baran Güran'ın Gülben Ergen'e yönelik sözleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Baran Güran, sosyal medya hesabından Gülben Ergen'i hedef alarak şunları söyledi:
"Kız kardeşim kucağımda resim çekmiştim. Gülben Ergen çocukları kucağına alanlardan tiksiniyorum diyordu ama başkasının kucağına oturmaktan tiksinmiyor çok yazık."
Gülben Ergen'den Cevap Gecikmedi
Baran Güran'ın bu ağır ithamlarına Gülben Ergen sessiz kalmadı. Kendi sosyal medya hesabından paylaşımı alıntılayarak, "Eylül/2024'te sana yazdığıma bak… Bir de kendi üslubuna" şeklinde yanıt verdi. Ardından eski bir paylaşımını "Sanmıştım" notuyla tekrar yayınladı.
Bu olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, kullanıcılar iki tarafı da eleştiren yorumlar yaptı. Kimi kullanıcılar Baran Güran'ın acısıyla söylediği sözleri mazur görürken, kimi kullanıcılar ise Gülben Ergen'in tepkisini haklı buldu.
Olayın Toplumsal Etkileri
Bu üzücü olay, çocuklara karşı işlenen suçların vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Narin Güran'ın ölümü, toplumda büyük bir infial yaratırken, benzer olayların yaşanmaması için daha fazla önlem alınması gerektiği vurgulandı.
Ayrıca, sosyal medyanın gücü ve ünlülerin sorumluluğu da bu olayla birlikte tekrar gündeme geldi. Ünlü isimlerin yaptıkları açıklamaların ve paylaşımların toplum üzerindeki etkisi göz ardı edilemezken, bu tür durumlarda daha dikkatli ve hassas olunması gerektiği belirtildi.
Bu olay, sadece bir aile dramı değil, aynı zamanda toplumsal bir yara olarak hafızalara kazındı. Umuyoruz ki, bu tür acılar bir daha yaşanmaz ve çocuklarımız güvenli bir geleceğe sahip olur.