İsrail'in Kirli Planı: Sözde İnsani Yardım Maskesi Düşürüldü!
Gündem

İsrail'in Kirli Planı: Sözde İnsani Yardım Maskesi Düşürüldü!


22 May 20255 dk okuma32 görüntülenmeSon güncelleme: 18 August 2025

İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırılar ve uyguladığı ambargo, insani bir krize yol açarken, yeni bir iddia daha ortaya atıldı. İsrail'in, "Gazze İnsani Vakfı (GHF)" adıyla kurduğu bir oluşum üzerinden yardım faaliyetleri yürüterek, aslında farklı amaçlar güttüğü öne sürülüyor. İddialara göre, bu vakıf aracılığıyla gıda yardımı dağıtılarak Filistinliler göçe zorlanacak ve etnik temizlik yapılmaya çalışılacak.

İsrail'in Yardım Maskesi Altındaki Kirli Planı

Middle East Eye'ın haberine göre, İsrail, eğittiği Amerikan askerlerini kullanarak Birleşmiş Milletler'in (BM) bölgedeki uzantılarını devre dışı bırakmayı hedefliyor. Gıda yardımlarını kullanarak kitleleri belirli noktalarda toplayarak, etnik temizliği körükleyeceği iddia ediliyor. Arap medyasında yayınlanan 14 sayfalık bir rapor, GHF'nin yardım amacıyla değil, İsrail çıkarlarına hizmet etmek amacıyla kurulduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı.

GHF'nin faaliyetleri şu şekilde planlanıyor:

  • Faaliyetler, İsrail ordusu tarafından eğitilen eski Amerikan askerleri ve paralı askerler tarafından yürütülecek.
  • Gıda dağıtım noktaları zırhlı araçlarla korunacak.
  • Yardım taşıyan TIR'lar GPS sistemleriyle takip edilecek ve paralı askerler tarafından denetlenecek.

Raporda, Action for Humanity ve Council for Arab-British Understanding gibi önde gelen İngiliz sivil toplum örgütleri, GHF'nin Gazze'de hiçbir yerel bağının olmadığını, Filistinli sivil topluma karşı herhangi bir sorumluluk taşımadığını ve İsrail ile ABD hükümetleriyle açık bir iş birliği geçmişine sahip olduğunu belirtiyor.

Yardım Değil, Propaganda Aracı mı?

GHF isimli kuruluşla birlikte bölgeye gıda yardımı gönderdiğini öne süren İsrail ve vakıf, eleştirilerin odağı haline geldi. İnsan hakları ve yardım kuruluşları, hükümetlere ve uluslararası insani yardım camiasına çağrıda bulunarak, GHF modelinin reddedilmesini ve yalnızca işgalci güçle iş birliği yapanlara değil, tüm yardım kuruluşlarına Gazze'ye erişim hakkı tanınmasını istedi. Bu çağrılar, uluslararası arenada yankı buldu ve İsrail üzerindeki baskıyı artırdı.

Vakfın, Gazze'nin güneyinde özel güvenlik şirketlerinin denetiminde sınırlı sayıda dağıtım merkezi kurarak, gıda ve diğer ihtiyaç malzemelerini bu noktalardan dağıtacağı belirtiliyor. Kuruluşun, her birinde 50 öğün yemek, hijyen malzemeleri, su ve ilaç olan kutuları dağıtacağı ifade ediliyor.

Netanyahu'nun Açıklamaları ve Yardım TIR'ları

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, "Asgari düzeyde yardım malzemesi girişine müsaade edilecek" açıklaması sonrası 93 TIR dolusu yardım Gazze'ye girdi. Ancak, bu yardımların Filistinlilere ulaştırılamadığı belirtiliyor. BM'den yapılan açıklamada, Gazze'ye giren yardım tırlarının hiçbirinin trafik, lojistik ve güvenlik sorunları nedeniyle İsrail ambargosuyla insani krize sürüklenen Filistinlilere ulaşamadığı ifade edildi. Söz konusu yardım TIR'larının GFH kamplarına götürüldüğü değerlendiriliyor.

Filistinlileri Göçe Zorlama Planı

İsrail'in sözde insani yardımı sadece Refah ve Gazze'nin güneybatısında yürüterek Filistinlileri göçe zorlayacağı iddia ediliyor. GHF'nin planının Gazze'deki 2,2 milyondan fazla insana rağmen yalnızca güneydeki 1,2 milyon kişiye sınırlı yardım ulaştırmayı öngördüğüne dikkat çekiliyor. İsrailli yetkililerin bazı ülkelerin Filistinlileri kabul etmesini umduğunu dile getirdiği hatırlatılarak, bu farkın da böylece kapanmasının hedeflendiği öne sürülüyor.

BAE'nin Rolü ve Meşruiyet Arayışı

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE),Gazze'ye insani yardımlarını ulaştırmaya başlamak için İsrail ile anlaşmaya vardığını açıkladı. Ancak, bu yardımların da GFH üzerinden dağıtılacağı ve İsrail'in bir Arap devletiyle bu konuda anlaşmaya vararak kuruma meşruiyet kazandırmayı hedeflediği düşünülüyor. Bu durum, İsrail'in uluslararası alanda destek arayışının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in Gazze'deki insani krizi derinleştirmesi ve yardım faaliyetlerini manipüle etme çabaları, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Uluslararası toplumun, bu duruma karşı daha etkili adımlar atması ve Filistin halkının haklarını koruması gerekiyor.