
Osmanlı'da Adalet: Papazları Bile Hayran Bırakan Olay! Şok!
Osmanlı İmparatorluğu'nun adalet anlayışı, yüzyıllardır dillere destan olmuştur. Özellikle Fatih Sultan Mehmet Han'ın adalet anlayışı, o dönemde yaşayan farklı milletlerden insanların takdirini kazanmıştır. Bu adalet anlayışının en güzel örneklerinden biri, iki papazın yaşadığı olaydır. Bu olay, Osmanlı'daki din ve vicdan özgürlüğünün de bir göstergesi olarak tarihe geçmiştir.
Fatih'in Adalet Daveti
İstanbul'un Fethi'nden sonra Fâtih Sultan Mehmed Han, mahkûmları serbest bırakır. Ancak zindandan çıkmak istemeyen iki papaz, Fatih'in huzuruna getirilir. Bu papazlar, Bizans İmparatoru Konstantin'e âdil ve hakka riâyetli olmasını söyledikleri için zindana atılmışlardır. Onlar, "Böyle adaletsiz bir dünyada, içerisi dışarısından daha rahat" diyerek hapisten çıkmak istemezler. Bunun üzerine Fâtih Sultan Mehmed Han, bu iki papaza tarihi bir teklifte bulunur:
"Sizlere bir teklifim var: İslâm adaletinin tatbik edildiği memleketimizi dolaşınız. Müslüman hâkimlerin ve halkın davalarını dinleyiniz. Adaletsizlik ve zulüm görürseniz hemen gelip bana bildiriniz ki kararınızda haklı olduğunuzu gösteriniz!"
İznik'te Yaşanan Olay
İki papaz, bu teklifi kabul ederek Osmanlı topraklarını gezmeye başlarlar. Gezdikleri yerlerden İznik'te ilginç bir olaya şahit olurlar: Bir Müslüman, diğer bir Müslümandan bir tarla satın alır. Ekin zamanı tarlayı sürerken sabanın ucuna bir şey takılır. Çıkarıp baktığında bir küp dolusu altın bulur. Dürüst Müslüman, altınları alıp tarlanın eski sahibine götürür ve şöyle der:
"Kardeşim! Ben, senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer içinde bu altınların mevcut olduğunu bilseydin, bu fiyata bana satmazdın. Al şu altınlarını!"
Tarlanın eski sahibi ise şu cevabı verir:
"Hayır, ben, sana bu tarlanın içini dışını, altını üstünü, hepsini birden sattım. Senin nasibine çıkan bu altınlara şimdi ben nasıl sahip çıkarım, bunları alamam."
İki Müslüman arasındaki bu anlaşmazlık, sonunda İznik kâdîsına intikal eder. Kâdı, her iki tarafın da dürüstlüğüne hayran kalır ve onları takdir eder.
Kâdının Çözümü ve Papazların Kararı
İznik kâdîsı, bu iki Müslümanın hakka riâyet husûsundaki ahlâkını takdirle karşılar ve parayı her ikisine de taksîm eder. Her iki Müslüman da birbirine haklarını helâl ederek ayrılırlar. Bu olaya şahit olan papazlar, daha başka bir yere gitmeye gerek duymazlar ve hemen İstanbul'a geri dönerler.
Sultan'ın huzuruna çıkıp şahit oldukları hadiseyi anlatırlar ve şöyle derler:
"Bütün bunlar, Müslümanlardaki din kuvvetini, Allah korkusunu gösteren çok ibretli hâdiselerdir. Bundan sonra biz karar verdik. Artık zindana girmeyeceğiz. Çünkü sizde böyle adalet tatbik edildikçe, sizden olmayan Hristiyan papazların dahi zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz."
Bu olaydan sonra iki papazın Müslüman oldukları da rivayet edilir.
Osmanlı Adaletinin Mirası
Osmanlı İmparatorluğu'nun adalet anlayışı, sadece Müslümanları değil, farklı din ve milletlerden insanları da etkilemiştir. Bu kıssa, Osmanlı Devleti'nin hoşgörü ve adalet üzerine kurulu bir medeniyet olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Osmanlı'nın bu adalet anlayışı, günümüzde de örnek alınması gereken bir değerdir ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşımaktadır. Adalet ve hoşgörü, bir toplumun huzur ve refah içinde yaşamasının temelidir.