
Tacizle Suçlanan Müftüye Şok Görev! Ali Erbaş Ne Diyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda şok edici bir gelişme yaşandı. 12 yaşındaki bir kız çocuğunu istismar ettiği iddiasıyla tutuklanan ve kısa süre sonra serbest bırakılan eski müftü İshak Yıldırım, yeniden görevlendirildi. Bu kararda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın da imzasının bulunması kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Yıldırım, artık vaiz olarak görev yapacak.
Skandal Karar: Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Bu karar, toplumun farklı kesimlerinden büyük tepki topladı. Özellikle çocuk hakları savunucuları ve kadın örgütleri, Diyanet'in bu kararını kabul edilemez bulduklarını dile getirdiler. Sosyal medyada da konuyla ilgili binlerce yorum yapıldı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na kararın geri alınması çağrısında bulunuldu. Birçok kişi, böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalmış birinin yeniden görevlendirilmesinin, mağdurlara ve topluma karşı büyük bir saygısızlık olduğunu vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan henüz konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, kamuoyunun tepkisi üzerine bir açıklama yapılması bekleniyor. Bu skandal kararın Diyanet'in imajına büyük zarar verdiği ve kurumun güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olduğu belirtiliyor.
İshak Yıldırım Olayı: Neler Yaşandı?
İshak Yıldırım, geçtiğimiz aylarda 12 yaşındaki bir kız çocuğunu istismar ettiği iddiasıyla tutuklanmıştı. Olay, büyük yankı uyandırmış ve kamuoyunda infiale neden olmuştu. Yıldırım, tutuklandıktan sadece 69 gün sonra serbest bırakılmıştı. Serbest bırakılma gerekçesi henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak, bu durum da tepkilere yol açmıştı. Yıldırım'ın yeniden görevlendirilmesi, olayın üzerinin örtülmeye çalışıldığı şeklinde yorumlandı.
Bu tür hassas konularda yetkililerin daha dikkatli ve hassas davranması gerektiği vurgulanırken, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu kararıyla kamuoyunun vicdanını yaraladığı belirtiliyor. Olayla ilgili soruşturmanın devam edip etmediği ise henüz bilinmiyor.
Sonuç
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tacizle suçlanan bir müftüyü yeniden görevlendirmesi, kabul edilemez bir durumdur. Bu karar, hem mağdurlara hem de topluma karşı büyük bir saygısızlıktır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu kararı derhal geri alması ve kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapması gerekmektedir. Aksi takdirde, kurumun güvenilirliği daha da zedelenecek ve toplumun Diyanet'e olan inancı sarsılacaktır. Bu olay, yetkililerin bu tür hassas konularda daha dikkatli ve hassas davranması gerektiğinin açık bir göstergesidir.