
TÜİK Alarm Verdi! Güven Endeksleri Nisan'da Çakıldı!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),Nisan 2025'e ait güven endeksi verilerini açıkladı. Verilere göre hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde güven endeksleri bir önceki aya göre belirgin bir düşüş gösterdi. Bu düşüş, ekonomideki genel gidişatla ilgili endişeleri artırdı.
Hizmet Sektöründe Sert Düşüş
Hizmet sektörü güven endeksi, bir önceki aya göre %4,3 oranında azalarak 109,5 değerine geriledi. Bu düşüşün nedenleri arasında, tüketici harcamalarındaki yavaşlama ve turizm sektöründeki belirsizlikler gösteriliyor. Hizmet sektöründeki bu gerileme, genel ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz bir etki yaratabilir.
- Tüketici harcamalarındaki azalma
- Turizm sektöründeki belirsizlikler
- Ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkiler
Perakende Ticarette de Durum Kötü
Perakende ticaret sektörü güven endeksi de benzer bir tablo çiziyor. Endeks, bir önceki aya göre %2,5 oranında azalarak 110,6 değerine düştü. Bu düşüşte, artan enflasyon ve alım gücündeki azalmanın etkili olduğu belirtiliyor. Perakende sektöründeki bu daralma, işsizlik oranlarını da olumsuz etkileyebilir.
Enflasyonun yükselmesiyle beraber vatandaşın alım gücü düşüyor. Bu durum perakende sektörünü doğrudan etkiliyor. Özellikle giyim, gıda ve elektronik gibi temel tüketim maddelerinde satışlar azalıyor.
İnşaat Sektöründe Alarm Zilleri
İnşaat sektörü güven endeksi ise en dikkat çekici düşüşü yaşadı. Endeks, bir önceki aya göre %4,2 oranında azalarak 85,1 değerine geriledi. Bu düşüş, sektördeki belirsizliklerin ve maliyet artışlarının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. İnşaat sektöründeki bu daralma, istihdam ve ekonomik büyüme üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İnşaat maliyetlerindeki artış, sektörün önündeki en büyük engellerden biri. Demir, çimento ve diğer inşaat malzemelerindeki fiyat artışları, yeni projelerin başlamasını zorlaştırıyor ve mevcut projelerin maliyetini artırıyor.
TÜİK'in açıkladığı bu veriler, Türk ekonomisi için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Güven endekslerindeki düşüş, ekonomik aktivitenin yavaşladığına ve gelecekte daha da yavaşlayabileceğine işaret ediyor. Hükümetin ve ilgili kurumların, bu düşüşün nedenlerini detaylı bir şekilde analiz ederek gerekli önlemleri alması gerekiyor. Aksi takdirde, ekonomik büyüme üzerinde daha büyük olumsuz etkilerle karşılaşılabilir.