Ege'de Deprem Alarmı! Anadolu Fay Hattı Harekete Mi Geçti?
Yaşam

Ege'de Deprem Alarmı! Anadolu Fay Hattı Harekete Mi Geçti?


08 June 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

Ege Bölgesi'nde son günlerde artan deprem aktiviteleri, Anadolu Fay Hattı'nın (AFH) yeniden hareketlendiği endişesini beraberinde getirdi. Uzmanlar, özellikle Yunanistan'da meydana gelen depremlerin Türkiye'yi de etkileyebileceği ve heyelan riskini artırabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Peki, Ege'deki bu depremler ne anlama geliyor? AFH gerçekten tetiklendi mi? Tsunami tehlikesi var mı?

Ege'de Deprem Fırtınası: Neler Oluyor?

Yunanistan, tıpkı Türkiye gibi, sık sık küçük ve orta büyüklükte depremlerin yaşandığı bir bölge. Geçtiğimiz aylarda Santorini depremleriyle başlayan ve Rodos ile Girit'teki 5'in üzerindeki depremlerle devam eden sismik hareketlilik, 7 Haziran'da Athos'ta meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depremle yeni bir boyut kazandı. Uzmanlar, bu depremin, 23 Nisan'da İstanbul'u da etkileyen 6.2'lik depremi üreten Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın (KAF) bir devamı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Bu durum, hem Türkiye'yi hem de Yunanistan'ı tedirgin ediyor.

  • Şubat ayında: Santorini depremleri ve 'deprem fırtınası'
  • Mayıs-Haziran başında: Rodos ve Girit'te 5+ büyüklüğünde depremler
  • 7 Haziran: Athos'ta 5.4 büyüklüğünde deprem (KAF'ın devamı)

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, "Gökçeada ve yakın civarı zaman zaman bu ve buna benzer büyüklükteki depremlerle sarsılıyor. Buradaki depremlerin ana nedeni de Kuzey Anadolu Fay Zonu’dur." şeklinde konuştu. Özmen, bölgenin 7 civarında, 7'yi biraz geçecek büyüklükte depremleri üretme potansiyeline sahip olduğunu da vurguladı.

Türkiye İçin Risk Ne Kadar Büyük?

Ege Bölgesi'nin deprem tehlikesi altında olduğu bilinen bir gerçek. 30 Ekim 2020'de Sisam depremi, İzmir'de büyük can ve mal kayıplarına yol açmıştı. Bu durum, depremin merkez üssüne uzak olmanın, riskin ortadan kalkmadığı anlamına geldiğini açıkça gösteriyor. Doç. Dr. Bülent Özmen, "Ege'yi Çanakkale'den Manisa, Muğla'ya kadar indiğimiz zaman o bölgedeki bütün illerin deprem tehlikesi oldukça yüksek." diyerek, bölgedeki illerin hem kendi sınırları içindeki fayların kırılmasıyla hem de Ege Denizi'ndeki fayların tehdidi altında olduğunu belirtti. Özmen, yapıların depreme uygun inşa edilmemesi durumunda, hem kara sınırında hem de Ege Denizi içinde olacak depremlerden ciddi şekilde etkilenebileceğimizi vurguladı.

Tsunami Tehlikesi ve Heyelan Riski

Ege depremleri denilince akla gelen bir diğer önemli konu ise tsunami tehlikesi. M.Ö. 1600'de Santorini'de yaşanan büyük volkanik patlama, deprem ve tsunami, Batı Anadolu'da büyük bir afete neden olmuştu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Kıyı ve Deniz Mühendisliği Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Ege'de büyük bir tsunami olması için volkan patlamasının etkili olacağını, deprem kaynaklı tsunamilerin ise daha lokal ve az etkili olacağını belirtiyor. Ancak, 1905 Athos depremi örneğinde olduğu gibi, depremlerin su altı heyelanlarını tetikleyerek tsunamilere yol açabileceği de unutulmamalı. Bu durum, özellikle kıyı bölgelerinde heyelan riskini de beraberinde getiriyor. Yalçıner, Athos'ta kapsamlı bir tehlike değerlendirmesinin yalnızca güçlü depremleri değil, aynı zamanda heyelan ve tsunamiler gibi ilişkili olayları da hesaba katması gerektiğini vurguladı.

Ege Bölgesi'nde artan deprem aktiviteleri, bölgedeki fay hatlarının hareketliliğini ve potansiyel tehlikelerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanların uyarıları dikkate alınarak, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, kıyı bölgelerinde heyelan riskine karşı önlemlerin alınması ve tsunami tehlikesine karşı bilinçli olunması büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ancak afete dönüşmesi önlenebilir bir durumdur.