Marmara Denizi'nde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul'da yaşayan vatandaşları derinden etkiledi. Özellikle evlerinde hazırlıksız yakalanan kadınlar ve çocuklu aileler büyük panik yaşayarak kendilerini sokaklara attı. Birçok İstanbullu, depremin ardından parklara ve boş alanlara akın ederken, depremin merkez üssü olan Silivri'de ise sahil şeridi adeta doldu taştı.
Sahilde Panik ve Dua Bir Arada
Depremin ardından Silivri sahiline akın eden vatandaşlar, bir yandan yaşadıkları paniği atlatmaya çalışırken, bir yandan da artçı depremlerin sona ermesini bekledi. Sahilde oturanların kimi Kur'an-ı Kerim okuyarak manevi destek ararken, kimisi çocuklarını parklarda oynatarak onlara moral vermeye çalıştı. Bazı vatandaşlar ise yanlarında getirdikleri yiyecek ve içeceklerle sahil kenarında piknik yaparak, normalleşmeye çalıştı.
Vatandaşlar Ne Düşünüyor?
Sahilde depremin etkisini üzerinden atmaya çalışan bir vatandaş, yaşadığı korkuyu şu sözlerle dile getirdi: "Evde oturuyorduk, birden her yer sallanmaya başladı. Çok korktuk, hemen kendimizi dışarı attık. Şimdi de artçı depremlerden korkuyoruz, o yüzden sahilde bekliyoruz." Bir başka vatandaş ise, "Çocuklarla evdeydik, deprem olunca çok paniklediler. Onları sakinleştirmek için parka getirdim, burada biraz oynayıp rahatlasınlar istedim." şeklinde konuştu.
Uzmanlar Uyarıyor: Depreme Hazırlıklı Olun
Deprem uzmanları, Marmara Bölgesi'nde büyük bir deprem beklendiği konusunda uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Uzmanlar, vatandaşların depreme karşı her zaman hazırlıklı olmaları, evlerinde deprem çantası bulundurmaları ve güvenli toplanma alanlarını öğrenmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi ve gerekli güçlendirme çalışmalarının yapılması da büyük önem taşıyor.
Silivri'de yaşanan deprem, İstanbul'da yaşayan vatandaşlara deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Depremin ardından yaşanan panik ve korku, vatandaşların depreme karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olmaları gerektiğini gösterdi. Umuyoruz ki, bu tür felaketler bir daha yaşanmaz ve insanlarımız güvenli bir şekilde yaşamlarını sürdürebilirler.
